DGS SÖZEL BÖLÜME NASIL ÇALIŞILIR?

        DGS’de sözel bölümün anlama dayalı olduğunu unutmamak gerekir. Öncelikle yapılması gereken düzenli bir okuma alışkanlığı edinmektir. Doğru ve hızlı okumak hem soruları cevaplamada hem de süreyi doğru kullanmada faydalı olacaktır. Bunun için güncel yayınları ve bilim kültür dergilerini takip edebilir, dünya klasiklerini okuyabilirsiniz. Tüm bunların sıkıcı olmaması adına ilginizi çeken konularda hazırlanmış makaleleri araştırmanız daha doğru olacaktır. Makaleleri okumak ağır metinleri tek seferde okuyup anlama kabiliyetinizi arttıracaktır. Dolayısıyla süreden tasarruf yapmış olacaksınız.

Sözel bölümdeki sorular bilginizi ölçmekten ziyade süreyi doğru kullanıp kullanamadığınızı ölçer. Bu yüzden süre tutarak soru çözmek daha faydalı olacaktır. Başlangıçta süreyi biraz esnek kullanabilirsiniz. Bu süre zarfında DGS Türkçesine adapte olursunuz. Ancak bu süreyi zamanla kısaltmalısınız. Çünkü bu kısıtlama olmadığında soruları doğru cevaplama noktasında sorun olmasa da 150 dakikada soruları yetiştirmek zor olacaktır.

    Konu eksiğinizin olmadığından mutlaka emin olmalısınız. Sözel bölüm dört ana başlıktan oluştuğu için konu tekrarlarını ayda bir kez yapıp soru çözümüne yönelmek daha doğru olacaktır. Farklı yayınlardan soru çözmelisiniz. Böylece farklı soru tipleri görmüş olursunuz.

         Sözcükte Anlam sorularından her yıl ortalama 2 ya da 3 soru gelmektedir. Bu sorular diğerlerine oranla kısa olduğu için vakit kaybı yaşamazsınız. Ancak daha dikkatli olmanız gerekir. Burada kelimelerin anlamlarını, kullanış biçimlerini iyi yorumlamak gerekir.

     Cümlede Anlam sorularında 6 temel başlık vardır. Bunlar; boşluk tamamlama, anlam bütünlüğünü bozan cümle, kesin çıkarılacak yargı, yer değiştirme, cümle oluşturma ve cümle geneldir. Bu konudan her yıl yaklaşık 28-29 soru gelmektedir. Bu da soruların yarısı demektir. Yani bu konuya çalışırken oldukça dikkatli olmak gerekir.

       Paragraf soruları ise her öğrencinin gözünü korkutur. Ancak sınavın en kolay soruları paragraf sorularıdır. Bunun nedeni bilinmeyenin olmamasıdır. Sorunun cevabı içinde saklıdır. Bu ön  yargının oluşmasının nedeni soruların uzunluğudur. Aslında soru ne kadar uzunsa o kadar kolaydır. Bunun nedeni, paragraf uzadıkça verilen bilgi artar. Soru yazarı daha fazla ipucu vermek zorunda kalır.

       Sözel Mantık sorularında ise ilk yapmanız gereken belli kurallar belirlemek olmalıdır. Başlangıçta belirlediğiniz kurallar ile soruları çözerseniz yani neyi, nerede kullandığınızı bilirseniz el alışkanlığınız oluşur.

• Sözel mantıkta farklı soru tipleri vardır. Soruyu okuduğunuzda önce hangi tip soru olduğunu belirlemeniz gerekir.
• Ardından soru kökündeki öncülleri mutlaka sembolleştirmeniz gerekir.
• Her soru için başta verilen öncülleri değerlendirmeniz gerektiğini unutmayınız
• Birden fazla ihtimali olan durumları göz ardı etmemelisiniz.
• Tüm bunları mutlaka boş bir alana, rahatça anlayabileceğiniz şekilde yazmalısınız.
• Unutmayın! Mantık soruları için en faydalı kaynak geçmiş yıllarda çıkmış sorulardır.